Kronik Ağrıların, Aşırı Yeme ve Obezite Üzerindeki Etkileri İncelendi: Bel Fıtığı Gibi Hastalıklar Obeziteyi Tetikleyebilir

Fazla kiloyla mücadele eden insanların genellikle kronik ağrıları olması sebebiyle, yediklerimiz ile ağrı hissi arasından bir ilişki olduğu uzun zamandır bilinen bir gerçekti. Ancak yeni yapılan bir araştırma ile yiyecekler ve ağrı arasındaki ilişkiye dair yeni ipuçları bulundu. 

16.02.2022 02:42:14 tarihinde yayınlandı.

Fazla kiloyla mücadele eden insanların genellikle kronik ağrıları olması sebebiyle, yediklerimiz ile ağrı hissi arasından bir ilişki olduğu uzun zamandır bilinen bir gerçekti. Ancak yeni yapılan bir araştırma ile yiyecekler ve ağrı arasındaki ilişkiye dair yeni ipuçları bulundu. 

Bir kişi acı çektiğinde beyindeki motivasyon ve zevkten sorumlu devrelerin etkilendiğini öne süren yeni araştırma ile bu durumun neden meydana geldiğine dair bir açıklama bulunmuş olabilir. PLOS ONE'da yayınlanan çalışmanın baş yazarı olan Paul Geha’ya göre elde edilen yeni bulgular, kronik ağrıyı birinin yeme davranışındaki değişiklikle ilişkilendiren yeni fizyolojik mekanizmaları ortaya çıkarabilir ve bu değişiklik, obezitenin gelişmesine yol açan şey olabilir. 

Yediğimiz şeylerden zevk almak, beynimizin yediklerimize nasıl tepki verdiğine bağlı olarak gelişir. Bundan yola çıkarak beynin şeker ve yağa verdiği tepkiyi inceleyen Del Monte Nörobilim Enstitüsü'ndeki araştırmacılar da jelatinli bir tatlı ve puding kullanarak yiyeceklerin şekerini, yağını ve dokusunu değiştirdiler. Bunun sonucunda şekerli yiyeceği yiyen hastaların hiçbirinin yeme davranışı değişikliği yaşamadığını fark eden araştırmacılar, yağlı yiyeceği yiyen hastalarda ise davranış değişikliklerinin meydana geldiğini gözlemlediler.  

Akut bel ağrısı olan ve daha sonra iyileşenler, büyük olasılıkla pudingi yemekten zevk alamayarak sindirim sistemlerinden beyinlerine bozulmuş tokluk sinyalleri gönderirken, araştırmacılar aynı durumun ağrıları bir yıldır devam eden akut bel ağrısı olanlarda meydana gelmediğini fark etti. Buna karşılık kronik bel ağrısından muzdarip hastalar, dondurma ve kurabiye gibi yağ ve karbonhidrat oranı yüksek gıdaların zamanla onlar için sorunlu hale geldiğini bildirdi ve bu hastaların beyin taramalarının bozulmuş tokluk sinyalleri gösterdiği gözlemlendi. 

Yiyecek sevmedeki bu değişikliğin kalori alımı üzerinde bir etkisi olmadığının altını çizen Geha, "Bu bulgular, kronik ağrılı hastalarda obezitenin hareket eksikliğinden kaynaklanmayabileceğini, ancak belki de yemek yeme biçimlerini değiştirdiğini gösteriyor." şeklinde kaydetti. 

Bütün bunlara ek olarak araştırmaya katılan kişilerin beyin taramaları, karar vermede önemli bir rolü olan beynin küçük bir bölgesi olan nükleus akkumbens'in, yeme davranışında uzun vadeli bir değişiklik yaşama riskinin kimlerde daha çok olabileceğine dair ipuçları sunabileceğini ortaya koydu. 

Başlangıçta yeme davranışlarında değişiklik yaşayan ancak ağrıları kronik bir hal almayan hastalarda beynin bu bölgesinin yapısının normal olduğunu gözlemleyen araştırmacılar; yeme davranışı normal olmasına rağmen ağrıları kronikleşen hastaların nükleus akkumbens’inin daha ‘küçük’ olduğunu tespit etti . 

Fakat ilginç bir şekilde nükleus akkumbens'in sadece kronik sırt ağrısı hastalarında ve akut bir sırt ağrısı nöbetinden sonra kronikleşen hastalarda zevk derecelendirmelerini tahmin etmesi, araştırmacıların kronik ağrı hastalarının motive olmuş davranışlarında bu bölgenin kritik önem arz ettiğini düşünmesine neden oldu. Geha tarafından yapılan daha eski bir araştırmada ise daha küçük bir nükleus akkumbens’in, bir kişinin kronik ağrı geliştirme riskinin daha yüksek olup olmadığını gösterebileceğini keşfedilmişti. 


Kaynak webtekno.com

 

Sony Xperia 1 Mark IV Tanıtıldı: Gerçek Optik Zoom Sunan İlk Akıllı Telefon!

Akıllı telefon dünyasında ismini eskisi kadar sık duymadığımız Sony, her yıl özellikle kamera konusunda çığır açan yeni amiral gemisi telefonunu piyasaya sürmeye devam ediyor. Şirket, bugün de bu yılın amiral gemisi Xperia 1 Mark IV’yi tanıttı. Özellikle video çekimi yapanlara odaklanan telefon, akıllı telefonlara da bir ilki getirdi.

Yapay Zekâ Uygulamaları ile Üretilen YouTube Videoları Virüs Saçıyor: 1 Saatte Onlarca Video Yükleniyor

Eminiz ki pek çoğunuz hayatınızın bir noktasında bilgisayarda karşılaştığınız sorumun çözümünü bozuk İngilizcesi olan ya da sorunun çözümünü Windows metin belgesine yazarak anlatan bir YouTube videosuna denk gelmişsinizdir. YouTube’un ilk dönemlerinden beri sıklıkla kullanılan ve pek çok insana göre güvenilir olan bu yöntem ne yazık ki son dönemde siber saldırganların en büyük silahı haline geldi.