NASAnın Keşif Aracı Mars’ta ‘Organik Moleküller’ Keşfetti: Hayat Kalıntıları Olabilir mi?
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte Güneş Sistemi ve komşu gezegenlerimiz hakkında giderek daha fazla bilgi sahibi olabiliyoruz. ‘Güneş’e dokunan’ uzay aracının elde ettiği büyüleyici görüntüler de uzay keşfinin geldiği seviyeyi gözler önüne seriyor. Son yıllarda Mars üzerinde çalışmalarını yoğunlaştıran NASA, şimdi de Perseverance adlı keşif aracının ‘organik moleküllere’ rastladığı bilgisini paylaştı.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte Güneş Sistemi ve komşu gezegenlerimiz hakkında giderek daha fazla bilgi sahibi olabiliyoruz. ‘Güneş’e dokunan’ uzay aracının elde ettiği büyüleyici görüntüler de uzay keşfinin geldiği seviyeyi gözler önüne seriyor. Son yıllarda Mars üzerinde çalışmalarını yoğunlaştıran NASA, şimdi de Perseverance adlı keşif aracının ‘organik moleküllere’ rastladığı bilgisini paylaştı.
NASA, şu anda ‘Jezero’ adlı bir krater üzerinde araştırmalarını sürdüren keşif aracından gelen görsellerden ve jeolojik örneklerden elde etiği bilgileri bu hafta paylaşmıştı. Keşif aracının elde ettiği bilgiler arasında Jezero adlı kraterde organik moleküller olduğundan bahsediliyordu. Kraterin oluşum süreci hakkında da önemli bilgilerin yer aldığı bu keşif, hayat kalıntılarına dair bir iz olabilir mi?
Perseverance keşif aracının Mars üzerindeki en önemli görevlerinden birisi hayat kalıntılarına dair bilgiler toplamak. Hal böyle olunca ‘organik’ kelimesi geçtiğinde canlı yaşama dair kalıntılar akla geliyor. Ancak NASA tarafından yapılan açıklama, durumun tam olarak böyle olmadığı yönünde. Organik molekülleri yaratan hem biyolojik hem de biyolojik olmayan mekanizmalar olduğunu belirten NASA, bu keşfin hayat kalıntılarına dair bir bulgu olarak değerlendirilmemesi gerektiği görüşünde.
İLGİLİ HABER NASA’nın Uzay Teleskobu ile Yeni Bir Gökada Görüntüsü Kaydedildi
Keşif aracı aynı zamanda kraterin yapısını inceleyerek eskiden ‘göl yatağı’ olan bu bölgenin lav akıntıları sonucu oluştuğunu ortaya çıkardı. Soğuyan magma kalıntılarının kristalleşmiş yapılarını tespit eden Perseverance, daha sonra zeminin ‘su’ tarafından zamanla değişime uğradığını ortaya çıkardı. Bu yeni bulgular sayesinde bilim insanları, Mars üzerinde suyun hangi zamanlarda yoğun olduğuna dair daha net bilgiler elde edebilecekler. Aynı zamanda ‘organik molekül’ keşfiyle Mars’ın geçmişte ve gelecekte yaşam için ne kadar elverişli olduğu hakkında yeni bilgiler elde edilebilecek.
Kaynak webtekno.com
Galaksimizi Daha Önce Hiç Böyle Görmediniz: Samanyolundaki Milyarlarca Yıldızın Akıllara Durgunluk Veren Fotoğrafı
Geceleri gökyüzüne baktığımızda galaksimizdeki binlerce yıldızı görebiliyoruz. Ancak maalesef, görebildiğimiz yıldızların sayısı artan ışık kirliliği nedeniyle günden güne azalıyor ve bizi bu muazzam görüntüden mahrum bırakıyor. Birkaç gün önce bilim insanları tarafından paylaşılan bir görüntü ise, galaksimizin devasa boyutunu gözler önüne seriyor.
Rusya, Hükümet Çalışanlarının iPhone Kullanmasını Yasakladı (Ay Noluyo Noluyo)
Bir yılı aşkın süredir Ukrayna ile savaşta olan Rusya, Apple’ın iPhone telefonlarıyla ilgili önemli bir karar aldı. Reuters’ın bildirdiğine göre yönetim, hükümet çalışanlarının iPhone kullanmasını yasakladı. Bu karar, 2024 yılında yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinin öncesinde geldi.
Telegramdan WhatsAppı Kıskandıracak Özellik: Ekran Paylaşımı Geliyor
2020'nin başında WhatsApp'ın aldığı yeni kullanım koşulları kararı ile görülmemiş bir büyüme yaşayan Telegram, yeni özelliklerle kullanıcı kitlesini daha da büyütmeyi hedefliyor. Bu bağlamda uygulamanın sürekli güncellenen beta sürümleri, Telegram'a gelecek özelliklerin açığa çıkmasını sağlıyor. Yeni bir güncelleme yayınlayan geliştirici ekip, Telegram kullanıcılarını büyük yeniliklerin beklediğini gözler önüne seriyor.
Biri Sonumuz Olabilir: Güneş Sistemindeki En Büyük 42 Göktaşının Fotoğrafları Paylaşıldı
Bilinen uzayın içinde, milyarlarca gezegen ve göktaşı bulunuyor. Bu göktaşlarından bazıları ise bizim güneş sistemimizde bulunuyor ve her biri gezegenimiz için belki bir gün tehdit oluşturabilir.
Sosyal Medyayı İkiye Bölen Okuma Tekniği: Soldaki Metni mi Daha Hızlı Okuyabiliyorsunuz, Yoksa Sağdakini mi?
Küçüklüğümüzden bu yana tekrar tekrar kitaplara, makalelere ya da farklı yazılı kaynaklara maruz kalarak okuma hızımızı geliştirdik. Yani hızımızı artırmak için doğal olarak sürekli pratik yapmamız gerekti. Fakat Renato Casutt'un ortaya attığı yeni yöntemin, hızlı okuma yetisini bu saydıklarımızdan daha kısa sürede kazandırabileceği iddia ediliyor.