Telefonu Uçak Moduna Almamak Bugüne Dek Hiç Uçak Düşmesine Neden Olmadı: Peki Bu Zorunluluğun Asıl Nedeni Ne?

Aslında havacılık navigasyonu ve iletişimi sistemi, 1920'li yıllarda uçuş anında paraziti (iletişim kanallarında oluşan cızırtı) engellemek için düzenlenmiş bir radyo kanalı üzerinden işliyordu.

29.09.2022 02:45:13 tarihinde yayınlandı.

Aslında havacılık navigasyonu ve iletişimi sistemi, 1920'li yıllarda uçuş anında paraziti (iletişim kanallarında oluşan cızırtı) engellemek için düzenlenmiş bir radyo kanalı üzerinden işliyordu.

Yani bu ağ üzerinden paraziti kesmeye çalışıyorlardı diyebiliriz. Ancak günümüzde teknoloji çok daha gelişmiş olduğu için telefonu uçaktayken hala niye uçuş moduna almamız gerekiyor diye merak ediyorsanız bunun sebeplerini bir de Yüksek Uçak Mühendisi Meriç Kahvecioğlu'ndan dinleyin.

Görsel: Electronics How Stuff Works .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Amerika'da iletişim komisyonu çalışanları, cep telefonları ve uçak navigasyonu için özel olarak ayrılmış frekans ayarları üretmeye başladı. Bunun amacı ikisinin de frekanslarının birbirine karışmasını önlemek. Sonra dünyadaki diğer hükûmetler de bu mantığı benimsiyor ve bu konu üzerine çalışmalar yapıyor. Hatta ABD'nin, ilgi çekici biçimde ilk kez 2014 yılında elektronik cihazların uçuş esnasında tamamen açık kalmasına izin verdiği biliniyor.

Bu durum belki ileride de uçağın düşmesine sebep olmayacaktır. Fakat kokpit içerisinde, HF ya da VHF antenler kullanarak yüksek frekanslarda baz istasyonlarıyla iletişim kurulması, radyo kesintilerine ya da pilotların tuhaf sesler duymasına (alıcılarda oluşan parazitler) sebep olabilir. Bunların sonucunda kule ile kurulan iletişimin sağlıklı olamayabileceği sonucu ortaya çıkıyor. Buradan ortaya çıkan yanlış anlaşılmalar ile birlikte uçuş esnasında telaş yaratabilecek durumların yaşanması olasıdır. Bunlara ek olarak az ihtimal de olsa pusula göstergelerini etkileyebilir. Bu pusulalar özellikle iniş ve kalkışta kullanıldığından iniş ve kalkıştaki alınacak aksiyonlar daha önemli hale geliyor.

Görsel: Hello Tech .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Dünyada sehayat eden 2,2 milyarın üzerindeki yolcu sayısını bir düşünelim. Bu oran nereden çıktı derseniz, 2021 yılında uçakla seyahat eden toplam yolcu sayısı bu civarlardaydı diyebiliriz. Kablosuz ağlar da birbirlerinin sinyallerinden etkilendiği için zemindeki uçuş ekipmanları ile ilgili diğer kablolar, uçan tüm yolcular telefonlarını kullandığında aşırı yükleme yapabiliyor. Misal 5G kablosuz ağ normalde verilerin hızlı aktarılması ve sorunsuz internet kullanımı için sıkça tercih edilse de havacılık sektörü bunun kullanılmasını pek sevmez. Normalde havacılık iletişim sistemlerinde radyo frekansının kapasitesi oldukça kısıtlıdır.

Yani herkesin telefonunun frekansını kaldıracak kapasitede değil gibi düşünebilirsiniz. İşte bu yüzden de 5G kablosuz ağ bant genişliğinin aralığının, havacılık ağı genişliğine ayrılmış olan aralığa oldukça yakın olması; havaalanının yakınında ve uçağın inişine yardımcı olan navigasyon sistemlerinde parazit yapıyor. Parazit denen sorun da zaten iletişim esnasında telsizde oluşan hışırtılar diyebiliriz. Kalkış ve iniş uçuşun en önemli safhaları çünkü buralar pusulaların en çok kullanıldığı kısımlar. Bu nedenle parazit meydana gelebiliyor.

Aslında önceden parazit sorunu yoktu çünkü 3G ve 4.5G havacılık ağına yakın bir bant ağına sahip değildi. 5G'den sonra ise yukarıda bahsettiğimiz nedenlerle durum değişti. Buna çözüm olarak en son baz istasyonlarının havaalanına yakın yerlerde kurulmaması gerektiği konuşuluyordu. Ancak bu duruma halen çözüm bulunabilmiş değil.

Görsel: Utopia Fans .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }

Bazı hava yolu şirketleri, müşterilerine, kullandıkları kadar ödeyebilecekleri veya ücretsiz şekilde kullanabilecekleri Wi-Fi hizmeti veriyor. Bu sayede kişiler cep telefonlarını uçuş esnasında kullanabiliyor. Ancak tabii bu hizmetten herkesin aynı anda yararlanması, uçuşun sağlıklı yapılabilmesi için bir engel teşkil ediyor. Misal 200 kişi aynı anda bir uçakta seyahat ediyor ve herkes aynı anda Wi-Fi'ye bağlanıp telefon görüşmeleri gerçekleştiriyor. Düşünsenize, böyle bir durumda kabin memurları yiyecek-içecek servisi yapmak için 200 yolcunun hepsinin telefonunu kapatmasını beklese uçak saatinden daha geç kalkmak durumunda kalır.


Kaynak webtekno.com

 

Rus Hükümeti Korsan Olarak Film ve Oyun İndirmeyi Yasallaştırabilir: Rus Şirketlere Büyük Yardım Sağlayacak

Rusya, belli ki savaşı bitirmektense uygulanan yaptırımlarla yaşamaya alışmaya çalışıyor. Sizlere daha önce Rus milyarderlerin kripto para ve diğer tüm varlıklarını Birleşik Arap Emirlikleri’nde saklamaya çalıştığını ve ülkede gayrimenkul yatırımı yaptığından bahsetmiştik. Rus halkı halihazırda devam eden ve gelecek yaptırımlardan kendini korumaya çalışıyor ancak bu çabalar gösteriyor ki Rusya savaşı bitirmeye pek de niyetli değil.

iPhone 14 Pro’nun Ekranı Hakkında Sürpriz İddia: Telefonun Boyutu Değişmeden Ekranı Büyüyecek!

ABD merkezli teknoloji devi Apple'ın yaklaşmakta olan iPhone modelleri bir süredir ekran tasarımlarıyla gündemde. İddialara göre şirket bu kez delikli ekran tasarımını benimseyecek ve bu da yıllardır tartışılan çentiğin küçükmesi anlamına geliyor. İddialar kazanında kaynayan son bilgilerse eylül ayında tanıtılması muhtemele olan iPhone 14 ailesine yeni bir bakış atmamızı sağlıyor.