Yapay Zekânın Mucidi John McCarthy’nin İnanılmaz Hayatı

Yapay zekâ, kimilerine göre büyük bir lütuf kimilerine göre ise büyük bir tehlike. Kitaplardan filmlere, yani kurguya, günümüzde ise yavaş yavaş gerçeğe dönüşen yapay zekâ, en kaba ve kısa tanımıyla "insan zekâsıyla yapılabilecek şeyleri bilgisayarlara yaptırma" teknolojilerine verilen isim. Ancak bu ismi ilk kim kullandı da öylesine geçerli oldu ki bugünü, hatta geleceği şekillendiriyor.

21.02.2022 18:15:17 tarihinde yayınlandı.

Yapay zekâ, kimilerine göre büyük bir lütuf kimilerine göre ise büyük bir tehlike. Kitaplardan filmlere, yani kurguya, günümüzde ise yavaş yavaş gerçeğe dönüşen yapay zekâ, en kaba ve kısa tanımıyla "insan zekâsıyla yapılabilecek şeyleri bilgisayarlara yaptırma" teknolojilerine verilen isim. Ancak bu ismi ilk kim kullandı da öylesine geçerli oldu ki bugünü, hatta geleceği şekillendiriyor.

Bu yazımızda yapay zekâ kavramının mucidi olan John McCarthy’nin hayatını her yönüyle ele aldık. Başarı dolu yaşamı boyunca hep iyi ve yararlı şeylere imza atan McCarthy, yapay zekânın mucidi olmasının yanı sıra Lisp dili olarak bilinen programlama dilinin de mucidi olduğunu söyleyebiliriz.

John McCarthy, 4 Eylül 1927 senesinde İrlanda göçmeni olan bir ailenin çocuğu olarak ABD, Boston eyaletinde dünyaya geldi. Ekonomik kriz nedeniyle birçok kez taşınmak zorunda kalan, ekonomik durumu pek de iyi olmayan bir ailenin çocuğuydu. Babası Kaliforniya'da organizatör olarak iş bulduktan sonra John, henüz iki yaşındayken California’ya taşındılar.

Sahip olduğu çeşitli sağlık sorunları sebebiyle okula geç gitse de üstün zekâsı sayesinde liseden 2 sene erken mezun oldu. Eğitim hayatındaki planlarını daha önceden belirleyen McCarthy, kendi kendine üniversite kitaplarından ileri matematik dersi çalışarak kendini geliştirdi ve 1944 senesinde kabul edildiği Caltech’te ilk iki yıl ileri matematik derslerinden muaf tutuldu.

Matematik dersi başta olmak üzere okuldaki derslerinde gösterdiği başarıyı ne yazık ki beden eğitimi dersinde gösteremedi. Beden eğitimi derslerine devam etmediği için üniversiteden uzaklaştırılınca asker olup orduda bir süre görev yaptı.

John McCarthy, II. Dünya Savaşı’nda orduda görev yaparken sahip olduğu matematik bilgisiyle Almanların şifrelerini çözmeyi amaçlıyordu. Bilgisayarlar için özel programlar yazılması mümkün olursa, bilgisayarların tıpkı insan gibi düşünmeyi öğrenebileceğini düşünüyordu. Orduda bir süre görev yaptıktan sonra Caltech’e tekrar kabul edildi ve 1948 senesinde matematik bölümünden mezun oldu.

Caltech’te katıldığı "Davranışta Serebral Mekanizmalar" konulu bir sempozyumda beyinlerin ve bilgisayarların karşılaştırılması, John McCarthy’e yapay zekâ fikri için ilham verdi. İnsan gibi düşünebilen makineler geliştirme arayışına girişen McCarthy, böylece söylemiş olduğu “İnsanlar bürokrasiyle uğraşmak yerine makinelerle uğraşmayı tercih ediyor.” sözünü de kanıtlamış oldu.

McCarthy, başarıyla mezun olduktan sonra Donald C. Spencer'ın gözetiminde "Projeksiyon operatörleri ve kısmi diferansiyel denklemler" başlıklı doktora tezini tamamlayıp 1951 senesinde Princeton Üniversitesi’nde matematik alanında doktora yaptı. Princeton Üniversitesi ve Stanford Üniversitesi'ndeki kısa süreli çalışmasının ardından 1955 senesinde Dartmouth Üniversitesi’nde yardımcı doçent oldu.

Bir yıl sonra McCarthy, 1956 senesinin sonbaharında araştırma görevlisi olarak MIT Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. MIT’de araştırma görevlisi olarak çalışırken 1956’da ALGOL adlı programlama dilini geliştiren bir komitede yer aldı.


Kaynak webtekno.com

 

WhatsApp Masaüstü ve Web Sürümlerine İki Aşamalı Doğrulama Getirmeye Hazırlanıyor

Android'deki mesajlaşma geçmişinin iOS'a aktarılması hakkında gerekli testlerin yapıldığını açıklayan WhatsApp, sohbet geçmişini Android telefonlardan iOS’a taşımaya hazır hale getirirken aynı zamanda kullanıcılarının güvenliği için de çalışmalarına devam ediyor. Masaüstü ve web sürümlerini iyileştirmek için büyük bir güncelleme yolda.

Mavi Ekran Geri Dönüyor: Microsoft, Windows 11deki ‘Siyah Ekran’ Hatasını Orijinaliyle Değiştireceğini Açıkladı

ABD merkezli teknoloji devi Microsoft'un geçtiğimiz ay kararlı sürüm olarak yayınladığı Windows 11, özellikle de görsel değişiklikleriyle dikkat çekti. İşletim sisteminin hemen her yerinde yapılan görsel değişikliklerle kullanıcı deneyimine yepyeni bir soluk getirildi. Ancak pek çok kullanıcının tepkisini çeken bir değişiklik vardı. Görünen o ki Microsoft, o değişiklikten vazgeçme kararı aldı.

Apple, SE Ailesinin 3. Neslini Tanıtmaya Hazırlanıyor: İşte 2022 Yılında Çıkması Beklenen Tüm Akıllı Telefonlar

2021 yılı akıllı telefon pazarı için oldukça dolu geçti desek yanlış olmaz. Zira bu yıl; Apple’ın en ileri seviye hizmetlerini ve özelliklerini sunan iPhone 13 ailesi, OnePlus’ın 9 serisi ve Huawei’nin P50 ailesi gibi birçok model bu yıl karşımıza çıktı. Bunun yanında şirketlerin katlanabilir akıllı telefon modellerine de geçiş yaptığına şahit olduk.

Farklı Ülkelerde iPhone Almak İçin Ne Kadar Çalışılması Gerektiğini Gösteren Video Viral Oldu: İşte Gelen Tepkiler

Türkiye’nin son zamanlarda ekonomik sıkıntılardan geçtiği hepimiz tarafından bilinen bir durum. Birçok farklı alandan sürekli gelen zamlar vatandaşı üzüyor ve toplumsal refahı önemli ölçüde düşürüyor. Tabii tüm dünyada hızla kullanımı artan teknolojik ürünler de bu fiyat artışlarından nasibini alıyor.

Kablosuz Ekran Paylaşımı Yapmanızı Sağlayan Miracast Nedir, Nasıl Kullanılır?

Windows işletim sistemine sahip bilgisayarınızda ya da Android işletim sistemine sahip mobil cihazınızda bir şeyler izlerken veya önemli bir işlem yaparken farklı bir ekran kullanmak isteyebilirsiniz. Kablolu bağlantı ile pek çok farklı yöntem olsa da miracast ile kablosuz ekran paylaşımı yapmak çok daha kolaydır. Ekran paylaşımı yapmak için miracast uyumlu cihazların aynı Wi-Fi ağına bağlı olması yeterlidir.