Webhocam

Uzun yıllar süren ABD ve Rusya arasındaki soğuk savaş dönemi, uzay yarıyışında da tüm baskısıyla hissediliyordu. Uzaya ilk insanı gönderen ülke Rusya olurken, Ay’a gitme yarışının kazananı ABD olmuştu. Neil Armstrong, Michael Collins ve Buzz Aldrin’den oluşan üç kişilik ekip, Apollo 11 görevinde 20 Temmuz 1969 saat 20.18’de Ay yüzeyine iniş yapmayı başardı.

Uzay yolculukları, ticari olarak birbiriyle rekabet halinde olan şirketler aracılığıyla hızlı bir şekilde başladı bir zaman önce. Fakat işin içerisine “şirketler” girdiğinde bildiğiniz üzere insan ve insanlık yararına olduğu iddia edilerek lanse edilen birçok şey aslında birçok ticari çıkarın kılıfları olabiliyor.

Gezegenimizin Kuzey Yarım Küre'sinde yaşadığımız için uzaya hep belli bir açıdan bakıyoruz, bu yüzden de Ay'ın spesifik bir görünümüne aşinayız.

Süpernova patlamalarından sonra oluşan, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, büyük kütleli kozmik cisimlere kara delik adı verilir. Amerika'da bir üniversiteden gerçekleştirilen araştırmayla, şimdiye kadar tespit edilen kara deliklere bir yenisi daha eklendi.

NASA, uzay görevlerinde kullanacağı yeni teknolojisi geçtiğimiz yıl tanıtmıştı. Lazer İletişim Röle Gösterimi (LCRD) olarak adlandırılan yeni teknoloji sayesinde uzay görevlerinde yaşanan iletişim sıkıntısı da hafifletilecek. Uzay araçlarından gelen görüntü ve ses kayıtlarının kalitesi zamanla arttıkça radyo dalgalarıyla sağlanan iletişim de bir hayli yavaşladı. Ancak bu yeni teknoloji, araştırmacılar için büyük bir adım olabilir.  

Gezegenimiz, Güneş etrafındaki dönüşünü 365 gün 6 saatte tamamlar ve biz bu süreyi 1 yıl olarak tanımlarız. Ancak zaman kavramı; gök cisimlerinin hareketlerine, hızlarına ve konumlarına bağlı olarak değişiklikler gösteriyor.

Ülkeler arasındaki uzay yarışı hızla devam ediyor. Çin de ABD ile birlikte bu yarışın zirvesinde yer alıyor. Bu ülkelerin yörüngeye, Ay’a ve Mars’a gönderdikleri araçlar, insanlığa yararlı olabilme ihtimaline sahip araştırmalar yapmayı ve uzayın derinliklerinin sırlarını keşfetmeyi amaçlayarak yeni bulguları bilim insanlarıyla paylaşıyor.

2021 yılının tek ‘tam güneş tutulması’ olayı, 4 Aralık günü gerçekleşti. Bilindiği üzere güneş tutulmalarında Ay, Dünya’dan bakıldığında Güneş’in ışığını belli oranda kesecek şekilde konumlanmış oluyor. ‘Tam güneş tutulmalarında’ ise Ay, Güneş’in tam olarak önüne geçiyor. 4 Aralık tarihinde yaşanan tutulma, ne yazık ki Türkiye’den gözlemlenemedi.

Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Ay’a insanlı yolculuklar gerçekleştirmeyi amaçladığı Artemis Programı'nda kullanılmak üzere roket güçlendiriciler inşa etmesi için Northrop Grumman adlı şirket ile 10 yıllık bir sözleşme imzaladı.

4 Aralık Cumartesi günü gerçekleşen ve Türkiye’den gözlemleme şansı yakalayamadığımız 2021 yılının ‘tek’ güneş tutulması, en iyi Antarktika olmak üzere Güney yarım küreden gözlemlenebilmiş; ancak NASA’nın YouTube üzerinden açtığı canlı yayını sayesinde dünyanın diğer yerlerinde yaşayan insanlar da tutulmayı saniye saniye takip etme şansı elde etmişti.