Bir Gün Gitme Hayalleri Kurduğumuz Mars Gezegeninin 9 Enteresan Özelliği

İnsanlık başını kaldırıp da gökyüzüne bakmaya başladığından beri ilk hedefi her zaman Dünyamızın uydusu Ay olmuştur. Ay’a gideli epey oluyor, artık sırada Mars var. Son yıllarda hem devlet kuruluşlarının hem de özel şirketlerin Mars hakkında yaptıkları çalışmalar, bu kızıl gezegen hakkındaki bilgilerimizi arttırıyor. Hatta Mars hakkında bilgi edinmekle kalmıyor, bir gün orada bir medeniyet kurmayı bile planlıyoruz.

22.07.2022 08:00:26 tarihinde yayınlandı.

İnsanlık başını kaldırıp da gökyüzüne bakmaya başladığından beri ilk hedefi her zaman Dünyamızın uydusu Ay olmuştur. Ay’a gideli epey oluyor, artık sırada Mars var. Son yıllarda hem devlet kuruluşlarının hem de özel şirketlerin Mars hakkında yaptıkları çalışmalar, bu kızıl gezegen hakkındaki bilgilerimizi arttırıyor. Hatta Mars hakkında bilgi edinmekle kalmıyor, bir gün orada bir medeniyet kurmayı bile planlıyoruz.

Bir gün mutlaka Mars’a gideceğiz, medeniyet kurabilir miyiz ayrı bir konu ancak ufak ufak bu çalışmaların filizlendiğini görmek mümkün. Peki bir gün gitme ve yaşama hayalleri kurduğumuz bu kızıl gezegen hakkında neler biliyoruz? Gelin her geçen gün hakkında yeni şeyler öğrendiğimiz kızıl gezegen Mars hakkında öne çıkan ilginç bilgilere bakalım ve her gün adını duyduğumuz bu gezegeni biraz daha yakından tanımaya çalışalım.

Şaşırtıcı ama gerçek. Mars, hacim olarak Dünya’nın yalnızca %15’i kadar. Kütle olarak da Dünya’nın yaklaşık %10’u kadar. Fakat gelin görün ki bu iki gezegenin kara kütleleri aynı. Bunun nedeni, Dünya’nın yaklaşık üçte ikisinin sularla kaplı olmasıdır. Yani kuru alanlarını düşündüğümüz zaman iki gezegen aynı kara kütlesine sahip. Mars’ın yerçekimi ise Dünya’nın yalnızca %37’si kadar. Yani Dünya’da 1 metre zıplayabiliyorsanız Mars’ta tam 3 metre yükseğe zıplayabilirsiniz.

Dünya’da hayranlıkla baktığımız gezegenimizin en yüksek dağı olan Everest, yaklaşık 9 kilometre uzunluğundadır. Mars’taki en yüksek dağ ise tam 21 kilometre uzunluğunda ve yaklaşık 600 kilometre çapındadır. Olympus Mons adı verilen bu dağ yalnızca kızıl gezegende değil, Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağdır. Milyarlarca yıllık bir oluşum süreci geçirdiği düşünülen bu dağ, bir yanardağdır. Pasif olduğu düşünülüyor ancak yapılan incelemelerde görülen lav kalıntıları o kadar yeni ki hala aktif olduğunu düşünmek de yanlış olmaz.

Güneş ile Mars arasında oluşmuş olan eliptik yörünge, Güneş Sistemi’nde bulunan diğer gezegenlerle Güneş arasında olandan çok daha uzundur. Bu nedenle Mars’ta yaşanan mevsimler son derece şiddetli bir etkiye sahiptir. Mevsimlerin şiddetli etkisi sonucu oluşan olaylardan bir tanesi olan toz fırtınaları aylarca sürebiliyor. Üstelik aylarca süren bu toz fırtınalarının bazıları tüm gezegeni kaplayacak kadar kuvvetli olabiliyor. 

Mars ile Güneş arasındaki mesafe nedeniyle kızıl gezegende Güneş, Dünya’da olduğunun yarısı kadar görünür. Mars’ın Güneş’e yakın noktası eğildiği zaman kavurucu yaz mevsimi yaşanır, Mars’ın Güneş’e en uzak noktası eğildiği zaman daha uzun ve ılıman bir yaz mevsimi yaşanır. Gezegenin diğer noktalarının Güneş’ten uzaklaştığı zamanlarda ise amansız kış mevsimleri görülür.

Gezegenlerin ilk oluşum süreçlerini düşündüğümüz zaman yaşanan çarpışmalar nedeniyle pek çok gezegen parçasının dağıldığını ve oluşan bu galaktik enkazın uzay boşluğunda dönüp durduğunu öngörmek mümkün. Bunun bir öngörü değil de gerçek olduğunu ise Dünya’ya düşen gök cisimlerinden anlıyoruz. Dünya atmosferini geçerek yeryüzüne düşen bazı gök cisimleri incelendiği zaman Mars izlerine rastlandı. Bu izler, uzay boşluğunda geçirdikleri milyonlarca yıl sonunda bize ulaşmayı başarmış ender parçalardır.

Kızıl gezegen hakkında uzun yıllardır yapılan çalışmalar burada buz kütlesi halinde su bulunduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Buz kütlesi halindeki sular zaten pek çok gezegende bulunuyor. Mars’ta ise sıvı halde su bulunduğuna dair pek çok önemli kanıt var. Su izi olarak görülen bu kanıtlar, sıvı haldeki suyu gösteriyor. Buharlaşmadığı ve donmadığı için bu suların tuzlu olduğu düşünülüyor.

Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün gezegenlerinin çevresinde farklı yoğunluklarda olsa da halkalar olduğunu biliyoruz. Ancak Mars, herhangi bir halkaya sahip değildir. En azından şu an için. Mars’ın en büyük uydusu olan Phobos, önümüzdeki 20 - 40 milyon yıl içinde yerçekimi etkisini daha güçlü hissedecek. 100 milyon yıl sonunda ise Phobos yerçekiminin gücü ile tamamen parçalanacak ve bu parçalar yerçekimi etkisi ile Mars’ın yörüngesinde dönmeye başladığı zaman kızıl gezegenin bir halkası olmuş olacak. 


Kaynak webtekno.com

 

Samsungdan Note Severlere Müjde: Başka Bir İsimle Geri Dönüyor

Samsung'un donanımsal açıdan en sağlam akıllı telefon serilerinden Galaxy Note'un fişi geçtiğimiz aylarda resmi olarak çekildi. Bu durum Galaxy Note hayranları tarafından büyük bir üzüntüyle karşılandı. Durum böyle olunca serinin hayranları seri geri gelecek mi diye sosyal medyada tartışmaya başladı. Firmanın mobil bölüm başkanı TM Roh, sessizliğini bozdu ve serinin ruhunu Galaxy S Ultra modeliyle yaşatmak istediklerini söyledi.

Tartışma Yaratan Sosyal Medya Düzenlemesi İçin Tarih Verildi: Peki Düzenleme Neler Getirecek?

Avrupa Birliği, geçtiğimiz günlerde Dijital Hizmetler Yasası’nı (DSA) kabul etmişti. Sosyal medya şirketlerini de içinde bulunduran teknoloji devlerini yakından ilgilendiren bu yasanın, 2024’ten itibaren Avrupa pazarındaki tüm şirketler için geçerli olacağı aktarılmıştı. Detaylarına buradan ulaşabileceğiniz yasanın, dezenformasyonun önüne geçme, algoritmaların nasıl çalıştığı konusunda şeffaf olma, belli reklamları yasaklama, yasa dışı içeriklerin önüne geçeceği ifade edilmişti.