Ay, Kendi Etrafında Dönüyor Olmasına Rağmen Biz Neden Hep Aynı Yüzünü Görüyoruz?

Daha önce gezegenimizin uydusu Ay, bize çarpmak üzere üzerimize doğru gelseydi neler yaşanacağını sizlere açıklamıştık. Oldukça kaotik bir senaryoya yer verdiğimiz o içeriğimizde Ay’ın gezegenimiz üzerindeki kritik rollerine de değinmiştik. Bu içeriğimizde ise hâlihazırda çoğu kişinin fark ettiği fakat anlamlandırmakta zorlandığı bir duruma göz atacağız.

29.04.2022 17:00:30 tarihinde yayınlandı.

Daha önce gezegenimizin uydusu Ay, bize çarpmak üzere üzerimize doğru gelseydi neler yaşanacağını sizlere açıklamıştık. Oldukça kaotik bir senaryoya yer verdiğimiz o içeriğimizde Ay’ın gezegenimiz üzerindeki kritik rollerine de değinmiştik. Bu içeriğimizde ise hâlihazırda çoğu kişinin fark ettiği fakat anlamlandırmakta zorlandığı bir duruma göz atacağız.

Gezegenimizin çevresinde her 27 günde bir turunu tamamlayan Ay, bu süre zarfında bizlere hep aynı yüzünü gösteriyor. Bu duruma karşılık hazır bir cevap olarak Ay’ın kendi etrafında dönmediğini ve bu sebeple onu aynı şekilde gördüğümüzü söyleyebilirsiniz. Fakat Ay’ın kendi etrafında döndüğünü de biliyoruz. Peki o zaman nasıl oluyor da biz her zaman Ay’ın aynı yüzünü görüyoruz?

Ay’ın kendi etrafında ve Dünya’nın etrafında dönme hızını hesaba katmadığınızda bu soru, kulağa oldukça mantıklı geliyor. Aslında Ay baştan bu yana çok kez bize gösterdiği yüzünü değiştirmeye çalıştı fakat Dünya, zaman içinde bu durumun gerçekleşmesini engelleyerek uydusunu şimdiki hâline getirdi. Peki bunu nasıl yaptı?

Bu da her baktığımızda aynı yarım küreyi görmemize sebep oluyor. Ay’ın karanlık tarafını görmemizi engelleyen durum da tam olarak bu.

Ay’ın bize gösterdiği yüzde 50’lik kısmının biraz fazlasını belirli zamanlarda görebiliyoruz. Bu fazlalık ise çok değil, görünmeyen kısmın sadece yüzde 9’unu kapsıyor. Yani Ay’ın sadece yüzde 59’luk kısmını Dünya’dan görebiliyoruz.

Senkronize dönüş olarak da bilinen bu durum, bir gök cisminin yörüngesinde bulunduğu diğer cisme hep aynı yüzünü göstermesi anlamına geliyor, tıpkı Ay örneğinde olduğu gibi. Ay her zaman böyle değildi elbette. İlk oluşmaya başladığı dönemlerde Dünya ile oldukça uyumsuz bir hıza sahip olduğundan hem kendi etrafında hem de gezegenimizin etrafında dönme süresi oldukça farklıydı.

Uzun zaman içinde Dünya’nın uyguladığı yer çekimi kuvveti Ay’ın şeklinin bozulmasına yol açınca da hızında belirli değişiklikler ortaya çıktı. Kafamızda canlandırmak adına, Dünya’da duran bizler, ayağımızda ve başımızda birbirinden çok da farklı olmayan çekim kuvvetleri hissederiz.

Bu durumda Ay’ın bize bakan tarafına, karanlık tarafa nazaran daha çok çekim kuvveti uygulanıyor. Ay kendi etrafında döndüğü için kütleçekim merkezi de yüzünü Dünya’dan farklı bir yöne çevirmeye çalışsaydı gezegenimizin çekim gücü onu olduğu noktada tutardı. 


Kaynak webtekno.com

 

Microsoftun Xbox Game Passten Kazandığı Dudak Uçuklatan Miktar Ortaya Çıktı

Microsoft’un oyunseverler için kullanıma sunduğu Xbox Game Pass hizmeti, yüzlerce oyunu kütüphanesinde bulunduruyor ve kullanıcıların oyunlara aylık belli bir ücret karşılığında erişmesini sağlıyor. Türkiye’de de oldukça popüler olan hizmet, ‘Bilgisayar’, ‘Konsol’ ve ‘Ultimate’ olmak üzere üç farklı planla oyuncuları oyunlara binlerce lira vermekten kurtarıyor.

Tarihin İlk Ekonomik Balonu Olan "Lale Çılgınlığı"nı Okurken "E Bu Aynı NFT Piyasası!" Diyeceksiniz

Ekonomik balon dediğimiz kavram aslında bir varlığın fiyatının büyük bir hızla artması ve bu hızlı yükselişin ardından hızlı bir düşüşle sonuçlanan durumlar anlamına geliyor. Günümüzdeki örneklere bakacak olursak, büyük bir ilgiyle yükselen ve ardından sert bir düşüşe geçen NFT piyasasının da bir balon olarak nitelendirildiğini söyleyebiliriz.