Webhocam

FIFA gibi oyun serileri ilk çıktığında oyunların oyun olduğu çok belliydi. Tribünlerdeki taraftarlar kartondan kesilip yapıştırılmış gibi dururken, oyuncular da kendilerinden çok Minecraft’taki karakterlere benziyordu. Oyunların grafikleri geliştikçe, gerçekle sanalı ayırabilmek de zorlaştı. 

Bu durum Dünya Kupası’nda da karşımıza çıktı. Daha önce bir içerik üreticisi, Dünya Kupası grup etabı eşleşmelerinden Almanya-Japonya maçını bilgisayar oyununda açmıştı. Bu yayın 40 bin kişi tarafından izlenmişti. Benzer bir durum final maçında da ortaya çıktı.

Bazı yayıncılar görüntülerin oyundan olduğunu söylerken, bazı yayıncılar ise durumu hiç çaktırmadan yayın yapmaya devam etti. Bazı yayıncılar doğrudan bir oyunla maçı simüle ettiklerini ya da maçı oyunda canlandırmaya çalıştıklarını ifade ederken, bazı yayıncılar ise sanki gerçek maçın yayınını veriyormuş gibi ifadeler kullandı. 

Şimdi hakkını vermek lazım, buradaki maçı anlatan yayıncı arkadaş biraz heyecanlı olsa da, TRT’nin tartışmalı spikerleri ile rekabet edecek seviyede bir anlatıma sahipti. 

Binlerce izleyicinin eşlik ettiği bir diğer yayın da bu kanaldan geliyor. Kanalın takipçileri arasında sohbette görüntülerin sahte olduğunu belirtenler olsa da, genel olarak insanlar maçı gerçek sanarak izledi.

Burada da bir başka yayıncı, oyunu maç diye yayınlıyor. neredeyse 50 bin kişi de bu yayını izledi. İnsan bir noktada bu durumun herkes farkında da goygoy olsun diye mi maç yayınlarına sarıyor diye düşünüyor. Zira burada ekran arayüzü bile turnuva yayınıyla tutmuyor.

Pek çok insan yayınları cep telefonlarından, tabletlerden ya da görece küçük ekranlı akıllı cihazlardan izliyor. Bu durumda da hangi yayının gerçek, hangisinin oyun olduğunu ayrımak zorlaşıyor. Ayrıca anlık seyircilerin tamamı yayını izlemiyor, gerçek maçı ararken başlığa kanıp yayına girip çıkıyorlar. 

Daha önce de çeşitli oyunlardan görüntüler gerçek sanılarak paylaşılmıştı. Bir oyunun görüntüleri, Rusya - Ukrayna Savaşı görüntüleri zannedilmişti.