10 MB Hafıza mı: 2003 Yılında Üretilen Nokia 6630’un Şimdi Kulaklara Şaka Gibi Gelen Özellikleri

2003 yılına doğru ufak bir seyahate çıkalım. Gerek tasarımıyla gerek hikayesiyle ve dokusuyla günlük kullanımın en tatminkâr cihazlarından biri olan 6630, sağlamlığıyla mahir Nokia markasının önemli modellerinden birisiydi. 2003 yılında kamera teknolojisi telefonlara yeni yeni dahil oluyordu ve Nokia bu konuda öncü markalardan birisiydi. En sağlam, en güçlü, en dayanıklı telefon deyince aklımıza Nokia geliyordu. Böylesine güçlü bir marka akıllı telefon dönemi başlayınca ne yaptı etti, bir şekilde tutunmayı başaramadı.

5.12.2022 23:45:07 tarihinde yayınlandı.

2003 yılına doğru ufak bir seyahate çıkalım. Gerek tasarımıyla gerek hikayesiyle ve dokusuyla günlük kullanımın en tatminkâr cihazlarından biri olan 6630, sağlamlığıyla mahir Nokia markasının önemli modellerinden birisiydi. 2003 yılında kamera teknolojisi telefonlara yeni yeni dahil oluyordu ve Nokia bu konuda öncü markalardan birisiydi. En sağlam, en güçlü, en dayanıklı telefon deyince aklımıza Nokia geliyordu. Böylesine güçlü bir marka akıllı telefon dönemi başlayınca ne yaptı etti, bir şekilde tutunmayı başaramadı.

Ama geriye güçlü tasarımlara sahip, dönemin ikon modellerinden oluşan cihazlar bıraktı. Nokia markasıyla ilgili her zaman başarı ve sağlamlık konusunu konuştuk. 2003 senesinde Nokia cihazları için Webtekno usulü sağlamlık testleri yapılsaydı kim bilir nasıl sonuçlarla karşılaşırdık. Döneminin aranan cihazlarından olan 6630, elimize tam oturan tasarımı ve bombeli dikdörtgen yapısıyla oldukça estetik bir görsele sahip diyebiliriz.

Cihaz alternatif modellere oranla daha ince olmayı, daha kompakt olmayı vadediyor. Kameralı yapısıyla ve adeta bir klima kumandasını andıran boyutuyla oldukça iddialı bir çıkış yapıyor. 5 yönlü menü tuşundan tutun da sağ ve sol bombeye yerleştirilmiş olan açma ve kapama tuşları oldukça estetik. Kasa yapısı da sade ve şık rengiyle oldukça seviliyor. Bütün bu dahili özellikleriyle döneme ışık tutan Nokia 6630 oldukça kullanışlı bir cihaz diyebiliriz.

Cihazın dengeli bir ekran yapısı bulunuyor. 2.1 inçlik ekranı ile fotoğrafları görebiliyor, kısa videolar çekebiliyor ve bunları seyredebiliyorsunuz. Yeni nesil bluetooth (döneminin ilklerinden) teknolojisi ile birbirimize fotoğraf gönderebiliyor, şakalı videolar seyredebiliyorduk. Zaten Nokia 6630 görünce akla ilk gelen şeylerden birisi telefonda oynatılan videolar oluyor.

Döneminde en çok iş insanlarının kullandığı bir cihaz olan bu telefon, masaya konduğu zaman hemen dikkat çekiyordu. 127 gram ağırlığı pek çok akıllı telefona denk olsa da, o dönem ekstra ağır geliyordu. İnsanların alıştığı kibar telefon algısını iri bir cihazla kırmayı başaran Nokia, bu cihaz için büyük reklamlar hazırlamıştı. Özellikle kalınlığı ile çok iddialı olduğunu söyleyebiliriz. Bunca özellik bu telefona ancak bu kadar incelikte sığar diyenlerin sesi hala kulağımızda yankılanıyor.

Şu an bizlere ne kadar küçük ve komik gelse de, döneminin önemli cihaz kapasitelerinden biriydi diyebiliriz. Zira o yıllarda hala disket kullanımı vardı. Kaliteli bir disket ortalama 1.44 MB veri kapasitesine sahip iken ve pek çok kişi tarafından kullanılır iken, 10 MB hafızaya sahip bir telefon hiç de komik değildi o dönemler. Cihazın çekmiş olduğu fotoğraflar ve videolar bu konuda yeterli tatmini sağlıyordu. Bu arada cihazın yanında genellikle 64 MB hafıza kartı veriliyordu. Hatta 256 MB kapasiteye kadar yükseltebiliyordunuz. 1 saatlik video kaydı yapabilmesi de cabası.

Sıklıkla yedek pil satın aldığımız zamanlardı ve Nokia 6630’un şarjı 1 güne yakın gidiyordu. Dönemin pek çok telefonu siyah beyaz ekran ve klasik cihazlardan oluştuğu için onların şarjı daha uzun gidiyordu. Ortalama 750 mAh bandında gezen alternatif telefonların şarjı daha uzun giderken, kameralı ve pek çok multimedya özelliğine sahip Nokia 6630’un şarjı 1 güne yakın gidiyordu. Tabi o zamanlar pek sorun değildi insanlar için. Çünkü yedek bataryalar meşhurdu ve genelde yedek pil taşıyordunuz. Taşımasanız bile batarya kapasitesiyle ilgili çevrenizde çok şikayet duymazdınız.


Kaynak webtekno.com

 

Sony, Gerçek Oyuncular Gibi Oyun Oynayacak Bir Yapay Zeka Geliştiriyor

Japonya merkezli teknoloji devi Sony, yeni bir yapay zeka algoritması üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bir patent ile tespit edilen algoritma, oyunseverleri yakından ilgilendiriyor olsa da biraz kafa karıştırıcı. Zira bu yapay zeka, bir oyunseverinin hareket ve oyun algısını taklit ederek, o oyuncu yerine oyun oynayabiliyor. Peki böylesi bir yapay zeka geliştirildiğinde, bizim oyun oynanamıza gerek kalmamış mı olacak?

Yapay Zekâ Yardımıyla Birbirinden İlginç Mimari Yapılar Ortaya Koyan Sanatçının "Keşke Gerçek Olsa" Dedirten Eserleri

İnterneti gündelik kullanan kişilerin elinde bile göze hoş gelen görseller üretebilen yapay zekânın, gelecekte sanatçıların yerini alıp almayacağı konusu hâlâ tartışılıyor. Biz bunu daha önce birbirinden farklı disiplinlerde sanatını icra eden isimlere sormuş ve görüşlerini almıştık. Onların da söylediği üzere yapay zekâ, günümüzde sanatçılar için bir destekleyici olarak görülüyor.